Glokom hastalıklarında cerrahi tedavi nedir?
Glokom hastalıklarında cerrahi tedavi, göz içi basıncını (GİB) kontrol altına almak amacıyla uygulanan invaziv girişimsel işlemlerdir. Glokom, görme sinirinde ilerleyici hasara yol açabilen ve tedavi edilmediğinde kalıcı körlüğe neden olabilen bir göz hastalığıdır. Cerrahi tedavinin temel amacı, göz içi sıvısının (aköz hümör) drenajını artırarak veya üretimini azaltarak basıncı düşürmektir. Bu sayede görme sinirinin zarar görmesi önlenmeye çalışılır.
En yaygın cerrahi yöntemlerden biri trabekülektomi olup, göz duvarında yeni bir sıvı çıkış yolu oluşturarak aköz hümörün dışa akmasını sağlar. Diğer cerrahi seçenekler arasında şant (drenaj implantları) uygulamaları, minimal invaziv glokom cerrahileri (MIGS) ve siklodestrüktif işlemler yer alır. Uygulanan cerrahi yöntemin seçimi; hastanın yaşı, glokom tipi, göz içi basınç düzeyi ve daha önce uygulanan tedavilere göre belirlenir.
Hangi durumlarda cerrahi tedavi tercih edilir?
Glokom tedavisinde öncelikli olarak medikal yöntemler, yani göz damlaları ve ilaçlar tercih edilir. Ancak bazı hastalarda bu tedaviler yetersiz kalabilir. Özellikle göz içi basıncının ilaçlarla düşürülemediği, görme alanında ilerleyici kayıpların saptandığı veya ilaçlara bağlı yan etkilerin tolere edilemediği durumlarda cerrahi tedavi gündeme gelir.
Ayrıca hastanın düzenli ilaç kullanımına uyum sağlayamaması, göz damlalarının etkinliğini azaltan konjonktival değişiklikler veya göz tansiyonunun ataklar şeklinde çok yüksek değerlere ulaşması gibi durumlarda da cerrahi müdahale gerekebilir. Kapalı açılı glokom gibi acil müdahale gerektiren glokom türlerinde de cerrahi yaklaşım öncelikli olabilir.
Özellikle genç hastalarda, doğuştan glokom gibi yapısal bozukluklarda veya ikincil glokomlarda cerrahi tedavi daha erken evrelerde değerlendirilir. Cerrahi müdahale, genellikle göz içi basıncı ve görme fonksiyonlarını stabilize etmek amacıyla, görme sinirindeki hasarın ilerlemesini durdurmak için uygulanır.
Glokom cerrahisinde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Glokom cerrahisi öncesinde hastanın detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gereklidir. Göz içi basınç değerleri, görme alanı testleri, optik sinir yapısı ve kornea kalınlığı gibi parametreler dikkate alınarak operasyon planlaması yapılır. Hastaya uygulanacak cerrahi yönteme dair beklentiler, iyileşme süreci ve olası riskler hakkında açık ve anlaşılır bilgi verilmelidir.
Cerrahi girişim sonrası iyileşme süreci hastadan hastaya değişmekle birlikte, ilk haftalar dikkatli takip gerektirir. Gözde sulanma, hafif ağrı, kızarıklık gibi durumlar beklenen bulgular olmakla birlikte; görme azalması, şiddetli ağrı veya ani değişiklikler geliştiğinde hekime başvurulmalıdır. Enfeksiyon, kanama, skarlama veya cerrahi başarısızlık gibi komplikasyon riskleri bulunduğundan, hasta bu süreçte hekimin önerdiği tüm kontrolleri aksatmamalıdır.
Ayrıca ameliyat sonrası verilen göz damlalarının düzenli kullanılması, göz hijyenine dikkat edilmesi ve fiziksel zorlanmalardan kaçınılması iyileşme sürecini olumlu etkiler. Bazı durumlarda cerrahi girişim sonrası göz içi basınç yeniden yükselebilir; bu nedenle glokom hastalarının ömür boyu takip altında olması gereklidir. Cerrahi tedavi, hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz; ancak ilerlemesini durdurmak açısından etkili bir seçenektir.
Sonuç
Glokom cerrahisi, ilaç tedavisinin yetersiz kaldığı veya hastalığın ilerlemeye devam ettiği durumlarda başvurulan etkili bir tedavi yöntemidir. Uygun hasta seçimi, doğru cerrahi teknik ve dikkatli takip süreci, görme sinirinin korunması ve hastalığın kontrol altına alınması açısından büyük önem taşır. Glokom, kronik ve takip gerektiren bir hastalık olduğundan, cerrahi sonrası da düzenli kontrollerin sürdürülmesi gereklidir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu sayfada, tedavi edici sağlık hizmetiyle ilgili bilgiler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için lütfen doktorunuza danışın.