Pankreas Kanseri Nedir?
Pankreas kanseri, sindirim sistemi ve hormonal düzen açısından hayati işlevleri olan pankreas organında gelişen kötü huylu tümörleri tanımlar. Bu kanser türü genellikle pankreasın dış salgı (ekzokrin) bölgesinden, özellikle de safra kanalı yakınındaki baş kısmından kaynaklanır. En yaygın histolojik tipi duktal adenokarsinomdur. Daha nadir olarak, pankreasın iç salgı yapan hücrelerinden köken alan nöroendokrin tümörler de görülebilir.
Pankreas kanseri, sinsi ilerleyişi ve geç belirti vermesi nedeniyle genellikle ileri evrede tanı alır. Bu özelliği, hastalığın tedaviye yanıtını ve sağkalım süresini olumsuz etkileyebilir. Tümör büyüdükçe çevre dokulara, sinirlere ve kan damarlarına yayılma eğilimindedir. Erken evrede cerrahi olarak çıkarılması mümkünse, tedavi şansı artar; ancak çoğu olguda tanı anında cerrahi sınırların dışında yayılım söz konusudur.
Tanı ve tedavi süreci multidisipliner yaklaşım gerektirir. Cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hedefe yönelik tedavi seçenekleri; hastalığın evresi, hastanın genel durumu ve tümörün biyolojik özellikleri dikkate alınarak planlanır. Erken tanı oldukça zordur, bu nedenle yüksek risk grubundaki bireylerde düzenli tarama yöntemleri ve yakın takip önerilmektedir.
Pankreas Kanserinin Belirtileri ve Riskleri
Pankreas kanseri genellikle belirti vermeden ilerler. Bu nedenle tanı çoğu zaman geç evrede konur. Belirtiler ortaya çıktığında, genellikle tümörün büyüklüğü artmış ve çevre yapıları etkilemeye başlamıştır. En sık karşılaşılan belirti, karın üst kısmında veya sırta vuran, sürekli ve giderek şiddetlenen ağrıdır. Bu ağrı, sıklıkla gece saatlerinde artar ve hastayı uykudan uyandırabilir. Kilo kaybı, iştahsızlık, mide bulantısı, sindirim güçlüğü ve halsizlik gibi genel şikâyetler hastalığın ilerlemesiyle birlikte belirginleşir.
Safra kanalına yakın yerleşimli tümörlerde safra akışı bozulur ve bu durum ciltte ve gözlerde sararma, koyu renkli idrar, açık renkli dışkı ve kaşıntı ile kendini gösterir. Bu tablo genellikle “sessiz sarılık” olarak tanımlanır. Bazı hastalarda diyabet yeni başlamış olabilir veya mevcut diyabet aniden kötüleşebilir. Nadiren, pankreas kanseri ilk belirti olarak kan pıhtılaşma bozuklukları ya da depresyonla da ortaya çıkabilir.
Pankreas kanserinin gelişiminde rol oynayan birçok risk faktörü tanımlanmıştır. En önemli risk faktörlerinden biri ileri yaştır. Hastalık genellikle 60 yaş üzeri bireylerde görülür. Sigara kullanımı, pankreas kanseri riskini anlamlı düzeyde artırır. Ayrıca uzun süredir devam eden diyabet, kronik pankreatit, obezite ve yüksek yağ içerikli beslenme de riski artıran diğer önemli etkenlerdir.
Genetik yatkınlık da pankreas kanseri oluşumunda önemli rol oynar. Ailede pankreas kanseri öyküsü bulunan bireylerde risk daha yüksektir. BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonları gibi bazı kalıtsal genetik sendromlar da pankreas kanseri gelişimine zemin hazırlayabilir. Bu bireylerin daha yakın takip edilmesi ve gerekirse özel tarama programlarına dahil edilmeleri önerilmektedir.
Tanı sürecinde ilk başvurulan yöntemler arasında karın ultrasonografisi, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve endoskopik ultrasonografi (EUS) yer alır. Kesin tanı, genellikle biyopsi ile alınan doku örneğinin patolojik incelemesiyle konur. Tedavi planı ise hastalığın evresine göre değişir. Erken evrede cerrahi rezeksiyon yapılabilirken, ileri evrelerde kemoterapi, radyoterapi ve palyatif tedavi yöntemleri ön plana çıkar.
Sonuç
Pankreas kanseri, geç belirti vermesi ve agresif seyri nedeniyle erken tanının zor olduğu ciddi bir hastalıktır. Karın ağrısı, sarılık, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi şikâyetler hastalığın ilerlediğinin habercisi olabilir. Risk faktörlerinin bilinmesi ve bu doğrultuda yüksek riskli bireylerin düzenli aralıklarla izlenmesi, tanı sürecinin hızlandırılmasına katkı sağlar. Pankreas kanseri şüphesi bulunan bireylerin vakit kaybetmeden uzman değerlendirmesi alması, yaşam süresi ve kalitesinin korunmasında kritik rol oynar.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu sayfada, tedavi edici sağlık hizmetiyle ilgili bilgiler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için lütfen doktorunuza danışın.