Kardiyovasküler bozukluklar ve hipertansiyon nedir?
Kardiyovasküler bozukluklar, kalp ve damar sistemini etkileyen hastalıklar bütünüdür. Bu grup; koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, ritim bozuklukları (aritmiler), kalp kapağı hastalıkları, periferik arter hastalığı ve inme gibi çeşitli klinik tabloları içerir. Kardiyovasküler hastalıklar, dünya genelinde önde gelen ölüm nedenleri arasında yer alır ve sıklıkla yaşam tarzı, genetik yatkınlık, metabolik hastalıklar ve çevresel faktörlerle ilişkilidir.
Hipertansiyon, bu sistemin en yaygın bozukluklarından biridir ve kan basıncının normal değerlerin (genellikle 140/90 mmHg) üzerine çıkması ile tanımlanır. Uzun süreli yüksek tansiyon, kalp, beyin, böbrek ve damar yapısında kalıcı hasara yol açabilir. Hipertansiyon hem bağımsız bir hastalık hem de kardiyovasküler bozuklukların gelişiminde temel bir risk faktörü olarak değerlendirilir.
Kardiyovasküler bozuklukların ve hipertansiyonun belirtileri nelerdir?
Kardiyovasküler bozuklukların belirtileri, hastalığın türüne göre farklılık göstermekle birlikte, genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, yorgunluk, bacaklarda şişlik ve egzersizle artan rahatsızlık hissi gibi bulgularla ortaya çıkar. Kalp krizi gibi durumlarda ani ve şiddetli göğüs ağrısı, terleme, mide bulantısı ve bayılma hissi görülebilir. Kalp yetmezliğinde ise zamanla artan nefes darlığı ve efor kapasitesinde azalma tipiktir.
Hipertansiyon genellikle "sessiz hastalık" olarak tanımlanır çünkü uzun süre belirti vermeden ilerleyebilir. Ancak bazı bireylerde baş ağrısı, baş dönmesi, burun kanaması, bulanık görme, çarpıntı ve kulak çınlaması gibi belirtiler görülebilir. Kan basıncının aşırı yükseldiği hipertansif kriz durumunda ise ciddi semptomlar ortaya çıkabilir ve acil müdahale gerekebilir.
Belirtiler ortaya çıktığında hastalık genellikle ilerlemiş aşamadadır; bu nedenle düzenli kontrollerle erken tanı konması büyük önem taşır.
Kardiyovasküler bozukluklar ve hipertansiyon nasıl teşhis edilir?
Kardiyovasküler hastalıkların ve hipertansiyonun teşhisi, detaylı bir tıbbi öykü, fizik muayene ve destekleyici tanı testleri ile konur. İlk basamakta kan basıncı ölçümü yapılır. Birden fazla ölçümde yüksek değerler saptanması hipertansiyon tanısını destekler. Ayrıca ambulator kan basıncı monitörizasyonu (24 saatlik tansiyon ölçümü) ile daha doğru değerlendirme sağlanabilir.
Kardiyovasküler hastalıkların tanısında kullanılan başlıca yöntemler arasında elektrokardiyografi (EKG), ekokardiyografi, efor testi, kalp ultrasonu, kan testleri (troponin, kolesterol düzeyleri vb.) ve koroner anjiyografi bulunur. Gereken durumlarda manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve bilgisayarlı tomografi (BT) gibi ileri görüntüleme tekniklerinden de faydalanılır.
Hipertansiyon tanısı konan bireylerde eşlik eden diğer risk faktörleri (diyabet, obezite, böbrek fonksiyon bozuklukları) de mutlaka değerlendirilir. Bu sayede bireye özel tedavi planı oluşturulabilir ve komplikasyonların önüne geçilebilir.
Sonuç
Kardiyovasküler bozukluklar ve hipertansiyon, ciddi sağlık sonuçlarına yol açabilen yaygın ve çoğu zaman sinsi ilerleyen hastalıklardır. Erken tanı, düzenli takip ve uygun tedavi yaklaşımları ile bu hastalıklar kontrol altına alınabilir. Özellikle risk grubundaki bireylerin periyodik sağlık kontrollerini aksatmaması büyük önem taşır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu sayfada, tedavi edici sağlık hizmetiyle ilgili bilgiler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için lütfen doktorunuza danışın.