Karaciğer Kanseri Nedir?
Karaciğer kanseri, karaciğer hücrelerinden veya karaciğerde bulunan safra kanallarından köken alan kötü huylu tümörleri tanımlar. Bu hastalık, birincil olarak karaciğer dokusundan geliştiğinde primer karaciğer kanseri adını alırken, vücudun başka bir bölgesinden karaciğere yayılım göstermesi durumunda metastatik karaciğer kanseri olarak sınıflandırılır. En sık görülen primer karaciğer kanseri türü hepatoselüler karsinomdur ve genellikle uzun süren karaciğer hastalıkları zemininde ortaya çıkar. Siroz, hepatit B ve C enfeksiyonları, aşırı alkol tüketimi, aflatoksin maruziyeti ve bazı genetik-metabolik hastalıklar karaciğer kanserinin en önemli risk faktörleri arasında yer alır. Erken evrede tanı konulması, tedavi seçeneklerinin etkinliğini artırmakta ve hastalığın seyrini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle risk grubundaki bireylerde düzenli tarama testlerinin yapılması büyük önem taşımaktadır.
Karaciğer Kanseri Hangi Belirtilerle Ortaya Çıkar?
Karaciğer kanseri, erken evrelerde genellikle belirgin bir belirti göstermeden sessiz seyredebilir. Ancak zamanla karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına bağlı olarak bazı klinik bulgular gelişebilir. Karın sağ üst kısmında hissedilen dolgunluk, baskı ya da ağrı en sık görülen belirtilerden biridir. Nedeni açıklanamayan kilo kaybı, iştahsızlık, erken doyma hissi ve genel halsizlik de hastalığın habercisi olabilir. Ciltte ve göz aklarında sararma, idrar renginin koyulaşması ve dışkının açılması gibi sarılık belirtileri, karaciğerin safra üretimindeki bozulmaya işaret edebilir. Bazı vakalarda karında sıvı birikimi yani asit gelişebilir ve bu durum karında şişlik ile fark edilebilir hale gelir. Karaciğerin büyümesi, muayene sırasında ele gelen kitle şeklinde saptanabilir. İlerlemiş vakalarda kanama eğilimi, kas kaybı, bilinç bulanıklığı ve karaciğer yetmezliğine ait diğer bulgular ortaya çıkabilir. Belirtilerin yavaş gelişmesi nedeniyle tanı genellikle ileri evrede konulmakta, bu da tedavi olanaklarını kısıtlamaktadır.
Tanı süreci klinik değerlendirme, laboratuvar testleri, görüntüleme yöntemleri ve biyopsi ile yürütülür. Alfa-fetoprotein (AFP) düzeyinin yüksek bulunması, karaciğer kanseri için bir tümör belirteci olarak kullanılabilir. Görüntüleme yöntemleri arasında ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme yer alır. Kesin tanı için biyopsi gerekli olabilir ancak bazı durumlarda yalnızca görüntüleme bulgularıyla tanı konulabilir. Tedavi planı tümörün tipi, evresi, karaciğer fonksiyonları ve hastanın genel durumu göz önüne alınarak yapılır. Cerrahi rezeksiyon, karaciğer nakli, radyofrekans ablasyon, transarteriyel kemoembolizasyon ve sistemik tedavi seçenekleri uzman ekipler tarafından değerlendirilerek uygulanır.
Sonuç
Karaciğer kanseri, genellikle altta yatan kronik karaciğer hastalıklarının bir sonucu olarak gelişen ciddi ve yaşamı tehdit eden bir hastalıktır. Erken evrede belirti vermemesi tanıyı güçleştirse de düzenli tarama ve risk faktörlerinin bilinçli şekilde yönetilmesi sayesinde hastalığın erken saptanması mümkündür. Erken tanı ile birlikte kişiye özel tedavi stratejileri, yaşam süresini ve kalitesini artırmada büyük rol oynar. Bu nedenle özellikle risk grubundaki bireylerin düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemesi önem taşır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu sayfada, tedavi edici sağlık hizmetiyle ilgili bilgiler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için lütfen doktorunuza danışın.