Fibromiyalji Osteoporoz (kemik erimesi)

Fibromiyalji ve Osteoporoz Nedir?

Fibromiyalji, genellikle kronik ağrı, yorgunluk, uyku bozuklukları ve zihinsel sorunlarla ilişkilendirilen bir hastalıktır. Vücuttaki kaslar, bağlar ve tendonlar üzerinde yoğunlaşan yaygın ağrılar ile karakterizedir. Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, sinir sistemi ile ilgili anormallikler ve stresin etkisi, hastalığın tetikleyicileri arasında yer alır.

Osteoporoz ise, kemiklerin zamanla zayıflaması ve kırılmaya daha yatkın hale gelmesi durumudur. Kemik yoğunluğu kaybı, kemikleri daha kırılgan hale getirir. Osteoporoz, özellikle yaşlı bireylerde ve menopoz sonrası kadınlarda daha yaygın görülür. Bu hastalık, genellikle sessiz bir şekilde ilerler ve bir kemik kırığı oluşana kadar fark edilmez.

Fibromiyalji ve Osteoporoz Belirtileri

Fibromiyalji belirtileri, genellikle vücudun farklı bölgelerinde yaygın ağrılar, kaslarda gerginlik ve sertlik şeklinde kendini gösterir. Bunun yanı sıra, uyku bozuklukları, zihinsel bulanıklık (fibro-bulanıklık) ve yorgunluk da sık görülen belirtilerdir. Bu hastalığın en belirgin özelliği, ağrıların sürekli hale gelmesi ve vücudun birçok bölgesinde hissedilmesidir.

Osteoporozun belirtileri genellikle başlangıçta fark edilmez. Ancak hastalık ilerledikçe, kemiklerdeki zayıflama kırıklara neden olabilir. En yaygın belirtiler arasında sırt ağrıları, kırıklar ve postür bozuklukları yer alır. Osteoporozlu bireyler, omurga, kalça ve bilek gibi bölgelerde daha kolay kırıklar yaşayabilir. Ayrıca, kemiklerdeki hassasiyet ve kırılganlık arttığı için düşmelerde büyük sakatlanmalar meydana gelebilir. 

Sonuç

Fibromiyalji ve osteoporoz, vücuttaki kas iskelet sistemini etkileyen ve uzun vadeli tedavi gerektiren hastalıklardır. Fibromiyalji, yaygın kas ağrıları, yorgunluk ve uyku bozuklukları ile kendini gösterirken, osteoporoz kemiklerin zayıflaması ve kırılganlıkla tanımlanır. Her iki hastalık için de tedavi, semptomların yönetilmesine yönelik olup, ilaçlar, fiziksel terapi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile desteklenmektedir. Erken tanı ve uygun tedavi ile her iki hastalığın etkileri önemli ölçüde azaltılabilir ve yaşam kalitesi iyileştirilebilir.