Cilt Tümörlerinin Eksizyonu ve Rekonstrüksiyonu

Cilt tümörlerinin eksizyonu ve rekonstrüksiyonu nedir?

Cilt tümörlerinin eksizyonu ve rekonstrüksiyonu, deride gelişen iyi huylu veya kötü huylu tümörlerin cerrahi olarak çıkarılması (eksizyon) ve sonrasında oluşan doku kaybının onarılması (rekonstrüksiyon) sürecini ifade eder. Eksizyon işlemi, tümörün tamamen ve sağlıklı sınırlarla birlikte çıkarılmasını amaçlarken; rekonstrüksiyon, estetik ve fonksiyonel açıdan derinin bütünlüğünü yeniden sağlamak amacıyla planlanır. Bu işlemler; yüz, burun, dudak, göz çevresi gibi kozmetik açıdan hassas bölgelerde büyük önem taşır. Rekonstrüksiyon; primer kapama, deri grefti, lokal flepler ya da ileri rekonstrüktif cerrahi tekniklerle gerçekleştirilir.

Bu işlemlerin uygulanma nedenleri nelerdir?

Cilt tümörlerinin eksizyonu, özellikle malign (kötü huylu) lezyonların tamamen çıkarılması ve nüks riskinin en aza indirilmesi amacıyla uygulanır. Bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom ve melanom gibi deri kanserleri, en sık eksizyon gerektiren lezyonlar arasında yer alır. Bu işlem aynı zamanda iyi huylu ancak büyüme eğiliminde olan, irritasyona neden olan veya kozmetik olarak rahatsız edici kitleler için de uygulanabilir. Eksizyonun ardından, oluşan doku kaybı özellikle yüz gibi estetik açıdan önemli bölgelerde belirgin deformitelere yol açabileceğinden rekonstrüksiyon gerekli hale gelir.

Rekonstrüksiyon, yalnızca estetik değil, aynı zamanda fonksiyonel bütünlüğün korunması açısından da önemlidir. Göz kapağı, burun kanadı, dudak gibi bölgelerde eksizyon sonrası rekonstrüksiyon yapılmazsa, solunum, konuşma, göz koruması gibi temel fonksiyonlar etkilenebilir. Bu nedenle cerrahi planlama her hastada bireyselleştirilerek yapılır.

Cilt tümörleri için cerrahi süreç nasıl planlanır ve değerlendirilir?

Cilt tümörlerinin cerrahi tedavisi öncesinde ayrıntılı bir dermatolojik ve cerrahi değerlendirme yapılır. İlk aşamada lezyonun tipi, boyutu, yerleşimi ve klinik görünümü incelenir. Şüpheli lezyonlarda deri biyopsisi ile kesin tanı konur ve gerekirse histopatolojik evreleme yapılır. Malignite saptandığında, tümörün cerrahi sınırları ve olası lenf nodu tutulumu değerlendirilerek eksizyon planlaması gerçekleştirilir.

Eksizyon işlemi genellikle lokal anestezi altında yapılır. Onarım şekli, cerrahi defektin büyüklüğüne ve anatomik bölgeye göre belirlenir. Küçük lezyonlarda primer kapama yeterli olurken, daha geniş doku kayıplarında lokal flep, deri grefti veya kompleks flep teknikleri kullanılır. Göz, burun veya dudak çevresinde fonksiyonel rekonstrüksiyon gerektiren durumlarda plastik cerrahi iş birliğiyle multidisipliner yaklaşım benimsenir.

Cerrahi sonrası patoloji raporu, tümörün tam olarak çıkarılıp çıkarılmadığını belirler. Sınırda rezidüel tümör saptanması durumunda yeniden eksizyon gerekebilir. Ayrıca, takip sürecinde düzenli kontrollerle nüks gelişimi izlenir. Özellikle malign cilt tümörlerinde erken teşhis ve uygun cerrahi planlama, uzun vadeli başarıyı doğrudan etkiler.

Sonuç

Cilt tümörlerinin eksizyonu ve rekonstrüksiyonu, yalnızca tümörün tedavisi değil, aynı zamanda hastanın estetik ve fonksiyonel bütünlüğünün korunması açısından da büyük önem taşır. Kişiye özel planlanan cerrahi yaklaşım ve titiz postoperatif takip, hem tedavi başarısını hem de hasta memnuniyetini artırır.