Ağız içi yaralar nedir?
Ağız içi yaralar, ağız mukozasında gelişen, genellikle ağrılı ve yüzeyel doku hasarıyla seyreden lezyonlardır. Bu yaralar, dudak iç yüzeyi, yanak mukozası, dil, diş eti ve damak gibi ağız içi yapıların herhangi birinde görülebilir. Aft, travmaya bağlı ülser, viral enfeksiyonlara bağlı lezyonlar (örneğin herpes), mantar enfeksiyonları (örneğin kandida), Behçet hastalığı gibi sistemik rahatsızlıklarla ilişkili lezyonlar ağız içi yaraların en yaygın nedenleri arasındadır. Ayrıca stres, vitamin eksiklikleri (özellikle B12, folik asit, demir), bağışıklık sisteminin zayıflaması ve bazı ilaç tedavileri de ağız içi yaraların gelişiminde rol oynayabilir. Bazı durumlarda bu yaralar tekrarlayıcı nitelikte olabilir ve kişinin yaşam kalitesini düşürebilir.
Ağız içi yaraların belirtileri nelerdir?
Ağız içi yaraların belirtileri genellikle lezyonun türüne ve nedenine göre değişiklik gösterir. En sık karşılaşılan belirti, ağız içinde yer alan küçük, yuvarlak veya oval şekilli, çevresi kızarık, ortası beyazımsı-gri renkte olan ağrılı aftlardır. Bu lezyonlar, özellikle konuşurken, yemek yerken veya diş fırçalarken rahatsızlık verebilir. Bazı durumlarda yara çevresinde yanma, batma hissi ve hassasiyet gelişir. Viral enfeksiyonlara bağlı yaralarda kabarcıklar veya sulu döküntüler ön plandayken, fungal enfeksiyonlarda dil ve yanak mukozasında beyaz plaklar görülebilir. Sistemik hastalıklara eşlik eden ağız yaralarında ise sıklıkla başka organlara ait belirtiler de eşlik eder. Uzun süre geçmeyen, sık tekrarlayan veya büyüyen yaralar, altta yatan ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir.
Ağız içi yaralar nasıl teşhis edilir?
Ağız içi yaraların teşhisi, klinik muayene ve hastanın tıbbi öyküsünün değerlendirilmesiyle başlar. Hekim, yaranın yerini, şeklini, süresini, tekrar sıklığını ve eşlik eden diğer semptomları dikkate alarak ön tanı oluşturur. Gerektiğinde fiziksel travmalar, beslenme yetersizlikleri, ilaç kullanımı veya sistemik hastalıklar sorgulanır. Ağız içi lezyonların türüne göre ayırıcı tanı yapılması önemlidir.
Tekrarlayan ya da iyileşmeyen yaralarda ileri tetkikler gerekebilir. Kan testleri, vitamin ve mineral düzeylerini değerlendirmek için kullanılırken, biyopsi işlemi şüpheli dokulardan örnek alınarak histopatolojik inceleme yapılmasını sağlar. Özellikle iyileşmeyen, kanamalı veya sert dokulu lezyonlarda malignite (kanser) açısından değerlendirme yapılması gerekebilir. Fungal ya da viral etken şüphesinde kültür ve PCR testleri tanıyı destekleyici niteliktedir.
Sonuç
Ağız içi yaralar genellikle iyi huylu olmakla birlikte, kişinin yaşam kalitesini düşürebilecek düzeyde ağrı ve rahatsızlık verebilir. Nedene yönelik doğru tanı, etkili bir tedavi planının oluşturulması açısından büyük önem taşır. Uzun süren, tekrarlayan ya da eşlik eden sistemik belirtilerle birlikte seyreden lezyonlar mutlaka uzman hekim tarafından değerlendirilmelidir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu sayfada, tedavi edici sağlık hizmetiyle ilgili bilgiler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için lütfen doktorunuza danışın.